Balçıklar, zigzaglar ve elimin ölüm soğukluğu
Ellerim yeteri kadar buz tutmadı ki, hala aynı haltı tekrar tekrar yiyorum.
Şuan kendimi sakinleştirmiş olmam, yarın aynı sakinliği koruyacağım anlamına gelmiyor.
Öyle de olmuyor zaten.
Yarın bugüne benziyor. Bugünde düne.
Odamdaki yatak aylardır kirli. Gece uyuduğumda çıkan tükürükler ve başkalarını misafir ettiğimde; başkaları tarafından bırakılmış sıvılar. Bir başkaları bilse, başkalarının aramıza girdiğini.
Salon iki aydır temizlenmedi. Dağınıklığı ite kaka da olsa halı altına atan ellerimde bıraktı kendini. Ev bir ahır, ev bir mezbaha, ev bir lunapark, ev şahane oğlum, sen de gelsene?
Tek bir günde olmadı, sanırsam aylara dağıldı evimin çöküşü ve bunu fark etmem. Çok basit aslında, at bardağı çöpe, kola şişelerini saklama, hatta kola şişelerinin yeri ne bu evde? Bırak gitsinler. Bırak yere deterjanı, ne var aksın, gitsin gidebildiği yere kadar. Temizlen oğlum!
Temiz kokuları özledim sanırsam. Bir süredir yok. Yemekler bok, parfüm tenimde durmuyor, ben terledikçe yatak terliyor, terim tuz, su görmeli tenim artık.
Ha bir de saçlarımı yoluyor muşum. Ayy ne üzücü değil mi? Kesin takıntıdır bu. Kesin canım kesin.
Dediğim gibi ellerim soğuk ve onlara değince ısınmıyor. Ama gel de anlat bunu bana. İlla ki, her gece bir yokluyor değersizlik. Sonra oluyor o güvensizlik, tiksinti hissi ateşlerle geliyor. Hala yediremiyorum bazı şeyleri. Hala unutamıyorum ve unutturmuyor da kendisini. Ne ergence oldu değil mi?
Depresyon günlüğü sayfa 56 gibi bir şey bu durum. Depresyon değil yavrum bu boşluk. Sabah gülersin, akşam oldu mu kahkaha atarsın acı acı. Dün akşam nasılsa, bu akşamda öyle, sonra gelsin yarın. Aynı yarın, aynı yarın, aynı yarın. Ve değersiz hissettiriyor bu yarınlar. Elinden kaçıp giden şeylere sarılma artık. Bırak gitsin. Bırakmasanda gitti oğlum zaten. Hem bu neyin draması yavrum.
Gidenle gidilmiyor, kaldığın yerde bu duyguyla da yaşanmıyor. O yüzden; at şu çöpleri, bırak dokunmasınlar sana, gırtlağına kadar girmesinler, hem biraz kendini sev, film mi izlemek istiyorsun, aç ulan filmini, kurgu güzeldir oğlum, izle filmini, oku kitabını. Elin soğuksa da soğuk, sana değince ısıtıyorlar mı ki? HAYIR! Bırak o zaman, sev soğukluğunu da, yalnızlığını da, saçlarını yolan ellerini de...
Daha iyi misin?
Hayır.
Güzel, o zaman biraz daha iyisin.
Şuan kendimi sakinleştirmiş olmam, yarın aynı sakinliği koruyacağım anlamına gelmiyor.
Öyle de olmuyor zaten.
Yarın bugüne benziyor. Bugünde düne.
Odamdaki yatak aylardır kirli. Gece uyuduğumda çıkan tükürükler ve başkalarını misafir ettiğimde; başkaları tarafından bırakılmış sıvılar. Bir başkaları bilse, başkalarının aramıza girdiğini.
Salon iki aydır temizlenmedi. Dağınıklığı ite kaka da olsa halı altına atan ellerimde bıraktı kendini. Ev bir ahır, ev bir mezbaha, ev bir lunapark, ev şahane oğlum, sen de gelsene?
Tek bir günde olmadı, sanırsam aylara dağıldı evimin çöküşü ve bunu fark etmem. Çok basit aslında, at bardağı çöpe, kola şişelerini saklama, hatta kola şişelerinin yeri ne bu evde? Bırak gitsinler. Bırak yere deterjanı, ne var aksın, gitsin gidebildiği yere kadar. Temizlen oğlum!
Temiz kokuları özledim sanırsam. Bir süredir yok. Yemekler bok, parfüm tenimde durmuyor, ben terledikçe yatak terliyor, terim tuz, su görmeli tenim artık.
Ha bir de saçlarımı yoluyor muşum. Ayy ne üzücü değil mi? Kesin takıntıdır bu. Kesin canım kesin.
Dediğim gibi ellerim soğuk ve onlara değince ısınmıyor. Ama gel de anlat bunu bana. İlla ki, her gece bir yokluyor değersizlik. Sonra oluyor o güvensizlik, tiksinti hissi ateşlerle geliyor. Hala yediremiyorum bazı şeyleri. Hala unutamıyorum ve unutturmuyor da kendisini. Ne ergence oldu değil mi?
Depresyon günlüğü sayfa 56 gibi bir şey bu durum. Depresyon değil yavrum bu boşluk. Sabah gülersin, akşam oldu mu kahkaha atarsın acı acı. Dün akşam nasılsa, bu akşamda öyle, sonra gelsin yarın. Aynı yarın, aynı yarın, aynı yarın. Ve değersiz hissettiriyor bu yarınlar. Elinden kaçıp giden şeylere sarılma artık. Bırak gitsin. Bırakmasanda gitti oğlum zaten. Hem bu neyin draması yavrum.
Gidenle gidilmiyor, kaldığın yerde bu duyguyla da yaşanmıyor. O yüzden; at şu çöpleri, bırak dokunmasınlar sana, gırtlağına kadar girmesinler, hem biraz kendini sev, film mi izlemek istiyorsun, aç ulan filmini, kurgu güzeldir oğlum, izle filmini, oku kitabını. Elin soğuksa da soğuk, sana değince ısıtıyorlar mı ki? HAYIR! Bırak o zaman, sev soğukluğunu da, yalnızlığını da, saçlarını yolan ellerini de...
Daha iyi misin?
Hayır.
Güzel, o zaman biraz daha iyisin.
Yorumlar
Yorum Gönder